24 Eylül 2017 Pazar

Evrim Şaheserine Odun Muamelesi Yapamazsınız,

Bir çocuk sahibi olup ilk kucağınıza aldığınızda aslında o küçücük kafanın içinde 90 milyar sinir hücresi ve 2,5 milyon gigabaytlık bir muhteşem veri işleme tabanı ( hafıza) tutuyor olduğunuzu hiç düşündünüz mü? O beyine neler sığmaz ki, bir film yüklemek istiyorsunuz bilgisayarınıza ve bu film süresi tam 300 yıl aralıksız seyredeceğiniz kadar uzun bir film. Bilgisayarınızın kapasitesi ve ömrünüz yetmiyor değil mi? İşte o elinizde tuttuğunuz minicik canlının beyin kapasitesi buna yetiyor.

Aslında elinizde saygı duymanız, itina ve hayranlıkla bakmanız gereken, istediğiniz bilgiler ile doldurabileceğiniz bir mucize duruyor. Bilgiye aç, gördüğü, öğrendiği her şeyi, ışığın bile kaçamadığı bir karadelik gibi bilgiyi çeken, öğrenen bir evrim harikası canlı ile karşı karşıyasınız şuan. Saygı ile siz doğduğunuzda, önünüzde eğilmiş bilinçli ebeveynleriniz olmamış olabilir, şimdi siz biliyorsunuz ve bu evrim harikasını işleyebilirsiniz.

Saçma sapan hurafeler, asla yaşamda gerçeklik ile alakası olmayan bilgiler ile bu bellek havuzunu doldurmaya, bu evrimin mucizesi beynin içine etmeye nasıl kıyıyorsunuz? Elindeki beynin ne işe yaradığını bilmeden sadece onu sevginiz ile doldurabileceğinize, böyle bir illüzyona nasıl inanırsınız?

Gelişmiş toplumlar bunu çok iyi biliyor. Bu bellek havuzunu önce etik değerler, toplumda yaşamak için gerekli olan ahlaki ve sosyal kurallarını işleyerek dolduruyor ki sonradan topluma ne bit ne de sorun çıkarsın. Ondan sonrada o belleği “sorgulama, bilim, yeteneklerine göre yönlendirme, hayatını idame ettirecek mesleğe ve paraya sahip olsun diye eğitme, doğduğu toplumun geçmişi, coğrafyası, yaşadığı dünyanın hatta evrenin işleyişi ile ilgili bilgiler doldururken, bu bellek havuzuna biraz sanat, biraz müzik, birazda tad alabileceği unsurlar katarak, topluma salıyor.

Peki biz ne yapıyoruz? Hemen bir kız ve erkek ayrımı ile daha cinsellikten bihaber olan çocuklara, hangi cinsten ise o cinsin kuralları ve sınırlarını öğretiyoruz. 7/24 akli şeyinde olan milletin, ayni özelliği yeni belleklere aktarması ne acı. Milenyum çağındayız beyler, hanımlar. Mars`a koloni kuruluyor, laboratuvarda kalp,deri gibi organlar üretiliyor. Yapay zeka üzerinde çalışmalar yapılıyor. Azıcık şeyinizden kafanızı kaldırın bakın, yok olacağız, yetişemezsek bu belleklere, bizi böcek gibi ezecekler.Robotlar olduktan sonra biz kölelere ihtiyaç kalmayacak. O çocuk, daha bilmediği bir dünyanın sınırlarını öğrense ne olur? Süper bellek geldiniz embesi olarak gidiyorsunuz ama bunu çocuklarınıza nasıl reva görüyorsunuz? Değişsin artık bu toplumun imajı.

“Öp beni sana seker vereceğim” diyerek, sevginin bir fiyatı olduğunu öğretiyoruz. İçgüdüsel olarak beyninin sorduğu neden, nasıl, niçin sorularını sormasını engellemek, cevap vermemek için “Allah öyle istedi, Allah öyle yaptı” diyerek geçiştiriyoruz. Ödül ve ceza kavramlarını sadece korku ile yaptırıyoruz. Çünkü ebeveyne en rahat, en kolayı bu geliyor. Korka korka yine de cesaretle hayatta yanlış yapan çocuklarımızın bunları söyleyememesinden dolayı da ikiyüzlü bireyler yetiştiriyoruz.

Çocuğun yanında yaptığınız dedikodular ile, x hanımların kıyafetine, y beyin kelliğine, z çocuğun telefonunun ucuzluğuna bakıp alay etmesini, eleştirmesini ve saçma sapan şeyleri yargılamasını öğretiyorsunuz.

“Hayat, beynimizdeki bulmacayı doldurma çabasıdır.” diye bir söz okumuştum. Siz bulmaca doldurmuyor, sadece boş yerleri karalıyorsunuz. Diyeceksiniz ki, “çocuk bizim çocuğumuz, istediğimiz ile doldururuz.” işte kazın ayağı öyle değil. O çocuklar büyüyor, sorgulamayı yine de bir şekilde öğrenende oluyor ya da sizin boş şeyler ile doldurduğunuz bellek ile yoluna devam ediyor. Toplumda bizim çocuklar ile karşılaşıyor, ya sonra size saygı duymuyor ya da bizim çocukları istediği gibi ezip geçiyor. Siz evet siz bunu hak ediyor olabilirsiniz. Size saygısızlığı, gözlerinizde küçülmeyi, birer aptal olduğunuzu belki anlamalarını hak ediyorsunuz ama bizim özenle yetiştirdiğimiz, belleklerini gelişmiş toplumlardaki gibi harmanladığımız çocuklarımız yakılıp yıkılmayı, sizin belleklerini yanlış doldurduğunuz ürünleriniz ile sorun yaşamayı hak etmiyor. Ya o bellekleri, toplum standartlarına ve gelişmişliğe uygun olarak doldurun ya da hiç evrim mucizesi bir belleği elinize almayın. Bilmem anlatabiliyor muyum? Ben anlatamamış olsam da nasıl olsa birkaç yüzyıl sonra, yok olmuşluğumuz size anlatacaktır.

İnanç Kaya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Venüs'te Yaşam İzleri Bulundu

  Venüs'te Yaşam İzleri Bulundu 450 dereceden fazla sıcaklığı bulunan, güneş sisteminin yaşama en düşman gezegeni Venüs`te, nasıl olurda...