Dünya çapında yaklaşık 1,3 milyon canlı türü tespit edilmiştir. Uzmanlar, yeryüzünde yaklaşık 8,7 milyon tür olduğunu tahmin ediyor. Bu da, türlerin yaklaşık yüzde 85'ini hâlâ bilmediğimiz anlamına geliyor.
Albert Einstein'ın teor
ileri olmadan var olmayacak bazı teknikler:
1. GPS (zaman genişlemesi)
2. Atomik güç
3. Güneş pilleri
4. Lazer teknolojisi
5. TV tüpü
(Foto etkisi) (uyarılmış emisyon) (kütle artışı )teorileri bu alanlarda kullanılmıştır.
Araştırmaya göre, gezegenimizdeki muhtemelen en büyük kitlesel yok oluş olan Permiyen Triyası olayı yaklaşık 252 milyon yıl önce gerçekleşti. Kara türlerinin yaklaşık % 75'i ve deniz yaşamının % 80'i yok oldu. Muhtemelen bu olay, büyük bir volkanik olayın sonucuydu. Lav ve kül dünya çapında birikti, gazlar zehirli biyotoplar yaydı, okyanusları asitlendirdi ve küresel sıcaklığı 5 ° C yükseltti.
Hangisi daha tehlikeli: asitler mi, bazlar mı? Asitler, hücre proteinlerinin kümeleşmesine neden olur, bu da daha derin doku katmanlarına doğru “kendilerini bloke ettikleri” anlamına gelir. Bazlar ise dokunun sıvılaşmasına neden olur, bu da daha derin katmanlara ulaşıp daha büyük hasara neden olabileceği anlamına gelir. İkisi de tehlikelidir ancak, asit veya alkalinin türünden hangisinin daha tehlikeli olduğunu belirleyen şey sadece konsantrasyonudur.
Popüler bilimsel haber portalları ve Wikipedia dışında bilimsel bilgileri veya gerçekleri nasıl araştırırsınız? İşte size bir liste ;
-Ücretsiz İngilizce uzmanlık literatürü şu adreste mevcuttur: www.openstax.org
-Bilimsel belgeler için özel arama motorları vardır.
Google Scholar Microsoft Akademik Arama
base-search.net
www.plos.org www.arxiv.org www.ncbi.nlm.nih.gov
www.plos.org www.arxiv.org www.ncbi.nlm.nih.gov
Bilinen en uzun protein olan "titin" in sistematik olarak doğru kimyasal adı 189.819 harften oluşur. Birinin, bu çok uzun adı tam olarak söylediği bir YouTube videosu var ve video 3½ saat sürüyor.
Bir protein, birbirine bağlanmış birçok amino asitten oluşan bir bileşiktir.
Apollo astronotları, ay görevlerinden eve 382 kg ay taşı getirdiler. Fakat NASA, araştırmacılara ve devlet başkanlarına o kadar çok taş gönderdi ki, daha sonra bu taşların izlerini kaybettiklerini ve yüzlerce ay örneğinin kayıp olduğu kabul etmek zorunda kaldılar.
Çeviri: İnanç Kaya
Kaynak: Doktorwissenschaft
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder