Optimal vücut işlevi için kanın pH değeri 7,36 ile 7,44 arasındaki dar bir pencerede olmalıdır. PH değerini sabit tutmak için kanda dört tampon sistemi vardır. Tampon, asitler veya bazlar eklendiğinde pH değerini önemli ölçüde değiştirmeyen bir madde karışımıdır. PH'daki küçük sapmalar bile yaşamı tehdit eden sonuçlar doğurabilir.
Radyonüklid piller, çok uzun süre bakım gerektirmeden çalıştırılabildikleri için kutup bölgelerindeki uzay görevlerinde, uzak deniz fenerlerinde ve ölçüm istasyonlarında kullanılmaktadır. Bozulduğunda termal enerji yayan ve daha sonra elektrik enerjisine dönüştürülen (örneğin bir termokupl yardımıyla) radyoaktif bir element içerirler.
Flaşlı fotoğraflarda kırmızı gözler, flaş ışığı kanla iyi beslenen kırmızı retinaya dik olarak çarptığında ortaya çıkar. Yani temelde fotoğrafı çekilen kişinin kanını görürsünüz.
Bir çocuğun gözbebeği flaşlı bir fotoğrafta kırmızı yerine belirgin şekilde beyazsa (lökokori), bu nadir görülen bir göz kanseri olan retinoblastomun bir göstergesi olabilir. Göz merceğinin arkasında bir tümör büyüyor olabilir.
192 ülkenin katıldığı 1993 tarihli Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (CWC), kimyasal silahların dünya çapında yasaklanmasını ve bu tür silahların mevcut stoklarının imha edilmesini düzenler. Kötüye kullanımın önlenmesi için kimyasal ön ürünler de kontrol edilir. Bu tür ön ürünleri belirli miktarlarda işleyen ve CWÜ tarafından kontrol edilen faaliyetler yürüten her şirketin raporlaması ve gerekirse denetlemesi gerekmektedir.
Adli bilim adamları, bir cesedin ölüm zamanını vücuttaki larvaların türüne ve gelişimine göre belirler. Farklı sinekler yumurtalarını bırakmak için farklı çürüme aşamalarını tercih ederler. Adli tıp teknisyenleri, bir DNA testi kullanarak larva türlerinin de DNA’sını belirler. Sadece Orta Avrupa'da bu şekilde ayrı tutulan DNA’sı kayıt altına alınmış 8000 sinek türü vardır.
Jüpiter, dünyanın koruyucu abisi. Çünkü; Jüpiter, yüksek kütlesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan kuvvetli yerçekimi ile dünyamıza doğru hızla gelen kuyruklu yıldızların yönünü saptırarak bizi (dünyayı) kuyruklu yıldız çarpmalarından korur. Jüpiter olmasaydı kuyruklu yıldızlar Dünya'ya çok daha sık çarpacaktı. Hatta, 7 Ağustos'ta, bir kuyruklu yıldızın Jüpiter'in yüzeyine çarptığı ve parlak bir ışık parlaması oluşturduğu gözlemlendi.
Çeviri: İnanç Kaya
Kaynak: Doktorwissenschaft
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder